Eşinden sürekli şiddet görmesi üzerine hukuksal süreç başlatan ve mahkeme kararı ile koruma verilen kadın korunamadı.
Mehtap Civelek 5 yıl önce evlendiği Volkan Civelek’ten şiddet gördüğünü, aralarında şiddetli geçimsizlik olduğunu belirterek geçen Temmuz ayında boşanma davası açtı. Volkan Civelek’in eve dönmesini istediği Mehtap Civelek ve ailesini tehdit ettiği öne sürüldü. Bu konuda polise birkaç kez başvuru yapılırken Mehtap Civelek için koruma isteminde bulunuldu. Bunun üzerine Mehtap Civelek geçen Temmuz ayından itibaren çağrılı sistemle koruma altına alındı.
17 Ocak Perşembe günü işinden avukatıyla görüşeceğini söyleyerek izin alıp erken ayrılan Mehtap Civelek’in, aynı gün boşanma davası açtığı eşi ile buluştuğu belirlendi. Volkan Civelek iki gün alıkoyduğu eşi Mehtap Civelek’in başına tabanca ile 2 el ateş ettikten sonra, onu bir otomobille Gebze’deki özel bir hastaneye getirip, görevlilere “Ceset var” diyerek teslim edip araçla uzaklaştı.
Olay günü Mehtap Civelek’in, ailesini arayarak yardım talebinde bulunduğunu bunun üzerine polise başvurduklarını belirten aile, Kadıköy Sahrayıcedit karakoluna gittiklerini ancak görevlilerin kendileriyle ilgilenmediğini ifade etti. Ardından Ümraniye’de polis merkezine başvurduklarını ve orada da ilgilenilmediğini, başka bir polis merkezine yönlendirildiklerini söylediler. İstanbul Ümraniye’de oturan Mehtap Civelek’in ailesi, Volkan Civelek’in kızlarını sürekli tehdit ettiğini, bu durumu polisin ve savcıların da çok iyi bildiğini söyledi. Eşinden sürekli şiddet görmesi üzerine hukuksal süreç başlatan ve mahkeme kararı ile koruma verilen kadın korunamadı.
Eğer bu tür ihmaller yaşanmaya devam ederse, bu cinayetin son olmayacağı daha da kötüsü bir süre sonra sistematik duyarsızlaşma, yani halkın gözünde durumun ‘normalleşmesi’ mümkündür. Çoğunluğu, devletin sorumluluğundaki ihmallerden kaynaklanan kadın cinayetlerinin önüne geçmek için, bu konuda çalışanların görevlerini gerektiği gibi yapmaları için toplumsal baskı yaratmak sorunu çözecek en temel unsurdur.