Sömürünün şiddetin son bulduğu bir dünya ve Türkiye için özgürlük eşitlik adalet mücadelesini sürdüren biz İKD’li kadınlar 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele ve Dayanışma Günü’nde bir araya geliyoruz. Eşitlik özgürlük adalet için bir kez daha seslerimizi yükseltiyor, omuz omuza duruyoruz.
Türkiye Cumhuriyeti’nin 100. yılında emperyalizmin ve işbirlikçilerinin, gericiliğin, dolar milyarderlerinin saldırılarıyla ağır darbe almış Cumhuriyeti yeniden ayağa kaldırmak; Cumhuriyetin kazanımlarına, kadınların kurtuluş hareketine sağladığı olanaklara sahip çıkmak için mücadele ediyoruz.
Hak hukuk adalet istiyoruz
İstanbul Sözleşmesinden vazgeçilmesini protesto ediyoruz ve 6284 sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanunu her koşulda savunacağımızı, vazgeçmeyeceğimizi bir kez daha haykırıyoruz.
Biz Anayasal düzenden vazgeçmeyeceğiz. Tek kişi yönetiminin, kendine sonsuz yetkiler veren bu Anayasaya dahi uymaması bütün hak ve özgürlüklerimize yönelik doğrudan bir tehdittir. Hukuk devleti ilkesinden vazgeçmeyecek ve gereğini yapacağız.
Güvenli bir ülke, insanca bir yaşam istiyoruz
Depreme karşı hiçbir önlem almayarak on binlerce insanımızın ölümüne, milyonlarca insanımızın evsiz barksız kalmasına, zaten afet boyutlarında yaşadığımız işsizliğin pahalılığın yoksulluğun daha da yaygınlaşmasına, kadınların sırtındaki yükün dayanılmaz boyutlara yükselmesine, bakımsızlık ve özensizlik yüzünden öğrenci yurtlarında gençlerin hayatlarını kaybetmelerine, gelecek kaygısının ve yoksulluğun pençesinde kıvranmasına yol açan istibdada son vermek için bir aradayız.
Her yeni güne bir kadın cinayeti, tecavüz, taciz haberi ile uyanmak istemiyoruz! Orta Çağ karanlığından beslenenlerin en yakınlarındaki kadınları öldürdüğü, kadınlara şiddet uyguladığı bu düzende değil, güvenli bir ülkede yaşamak istiyoruz. Erkek egemen düzenin karşısında kadınların savunmasız bırakıldığı değil, kadınların insan olduğu ve haklarının olduğu bilinciyle hukuk düzeni içinde korunduğu bir ülke istiyoruz. Yalnızca kadınların değil, çocukların, LGBTİ bireylerin ve toplumdaki tüm dezavantajlı nüfus gruplarının şiddetten ve istismardan korunduğu bir ülke istiyoruz.
Biz İlerici Kadınlar; Cumhuriyete düşman, halka düşman, kadına düşman, LGBTİ bireylere düşman, padişahlık sevdalılarına karşı cumhuriyetimizi yeniden ayağa kaldırma mücadelesi veriyoruz. Cumhuriyet emekçi kadınların omzunda yükselecek, gericiliğin karşısında ilericiler kazanacak, Türkiye kazanacak!
Savaş şiddettir! Savaşa karşı barışı savunuyoruz!
25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele ve Dayanışma Günü’ne, tüm dünyada ataerkil kapitalist emperyalist düzenin savaşları ve faşizmi körüklediği, buna karşı dünyanın her yerinde insanların geniş kitleler halinde sokaklara döküldüğü bir dönemde giriyoruz. Savaş istemiyoruz! Savaşlar bitsin istiyoruz! Her türlü şiddet dünyada son bulsun istiyoruz! Sömürge halklar özgür olsun istiyoruz!
Her türlü savaş ortamının bedelini en ağır şekilde ödeyen biz kadınlar birleşiyoruz. Emperyalistler kaybedecek, işbirlikçiler kovulacak, ataerki tarih olacak. Kadınlar kazanacak, Türkiye kazanacak.
Emperyalizme ve siyonist sömürgeciliğe karşı direnen Filistin halkını selamlıyoruz. Filistin Direnişiyle dayanışmamızı yükseltelim. İsrail ile tüm ticari ve diplomatik ilişkiler kesilsin. NATO’dan çıkılsın, yabancı üsler kapatılsın.
Suriye ve tüm komşularımızla barış dostluk dayanışma ilişkileri kurulsun.
Emperyalizme karşı bağımsız bütün vatan; gericiliğe karşı laik, demokratik, sosyal, hukuk cumhuriyeti; sömürüye karşı emek mücadelesi veren Türkiyeli kadınlar yalnız değil. Tüm dünyada erkek egemen düzene karşı mücadele eden kadınlar var. Filistin’de, Suriye’de, Irak’ta, İran’da, Ukrayna’da, Rusya’da ve tüm dünyada Amerikan emperyalizmine, NATO’ya, faşizme ve gericiliğe karşı direnen kadınlar var. Kadınlar kazanacak. Dünya halkları kazanacak.