Ankara’da 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü’nde kadınlar tacize, tecavüze, erkek egemen sisteme, kadın katliamlarına karşı özgülük ve barış için sokaktaydı.
İKD’nin de örgütleyicisi olduğu Ankara Kadın Platformu’nun çağrısını yaptığı 8 Mart’a içinde köy derneklerinden LGBT bireylere, liselilerden üniversitelilere, sendikalılardan partililere, bağımsız kadınlardan feministlere yaklaşık 5000 kadın katıldı.
Kolej meydanında toplanan kadınlar Ziya Gökalp’e doğru yürüyüşe geçti. Renkli kortejleriyle, Türkçe, Kürtçe, Arapça atılan sloganlarla bütün dikkatleri üzerine toplayan kadınlar, Ankara’nın merkezinde adeta bir bayram havası yaşattı.
Ziya Gökalp’e gelen ilk gruplar arkadan gelenlerin toparlanmasını beklerken halaylarla zılgıtlarda müziğe eşlik ettiler. Bütün kadınların miting alanında toplanmasının ardından Kadın Platformu adına Kürtçe ve Türkçe olarak yapılan basın açıklamasında Dünya’da ve Türkiye’de yaşanan kadına yönelik şiddetin boyutlarından bahsedildi. Kadına yönelik şiddetin artık kadınlar üzerinde sürdürülmek istenen egemenliğin devamı için bir araç hâline geldiği vurgulandı.
Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığının kadınlar için bütünlüklü bir mücadele programının olmadığı, bu konuda görüş belirten ve yasa önerileri hazırlayan kadın örgütlerinin de yasa yapımı süreçlerinden dışlandığı ve kadına yönelik taciz, tecavüz, şiddet ve ayrımcılıkların görmezden gelindiği kadına yönelik şiddet vakalarının katlanarak arttığı söylendi.
Bakanlığın kadını koruyan yasalar üreteceğine kadın emeğinin piyasaya daha iyi nasıl eklemleneceğinin planları yapıldığı, kadınların güvencesiz ve esnek koşullarda çalışmaya mahkûm edildiği belirtildi.
Kadınların artık yaşadığı topraklarda ırkçılığa, şovenizme, militarizme tahammülünün kalmadığı, Paris’te öldürülen üç Kürt kadın siyasetçiye yapılan ırkçı saldırının barış sürecine vurulmak istenen bir darbe olduğu, bu topraklarda 30 yılı aşkın süredir devam eden savaşın artık onurlu bir barışla son bulması için umut beslendiğine değinildi. KESK’li tutuklular özgür bırakılıncaya kadar mücadeleye devam edileceğine söz verildi.
Trans bireylerin nefret ile öldürüldüğü, çalışma ve eğitim hayatından dışlanan LGBT bireylere uygulanan ayrımcılığın gittikçe derinleştiği vurgulandı.
“Yılmadık yılmayacağız!” diyen kadınların 8 Mart eylemi ataerkil sistemle mücadele etmeyi hiçbir zaman bırakmayacaklarını söyleyip taleplerini hep bir ağızdan haykırmalarıyla son buldu.